EK-ONÇAMURE(Onçxvamure)
Lazca bir terim olan Onçamure çxva kelimesinden türemiştir.”Çxva” sözcüğünün Türkçe anlamı herhangi bir ilkel alet(odun, taş, takoz, demir topuz vs. gibi) kullanılarak katı kabukluları ve çeltiklileri yemişlerinden ayırma işlemlerini tanımlar.Kısaca parçalayarak ayırma anlamına gelir. Bu işi yapmaya Onçxvamu, bu işi yapan alete de Onçxvamure denir. Daha sonra dilimize Onçxvamure sözcüğü Onçamure olarak kısa ve yalın şekliyle değişime uğrayarak yerleşmiştir.
Türkçe adı dibek olan Onçamurenin Arhavi’de ve Lazların yerleşim yörelerinde gerek işlevsel ve gerekse kültürel açıdan bir hayli önemi vardır.Onçamure yöre halkının ürünlerini özellikle ekmeklik tahılı, mısırı değirmene koymadan evvel ayıklama işlemleri için kullanılan bir aygıttır.Örneğin;mısırı koçanından fındığı çaplasından(çotanağından) pirinci çeltiğinden Onçamurede döverek ayrıştırılır.Çuval içine konan armudu,hurmayı,elmayı,üzümü Onçamure de döverek şırası posasından çıkarılır.Meyve suyundan,şarap,sirke ve pekmez yapımı için yine Onçamureden yararlanılır.Şimdi her Laz evinde bulunan Onçamureyi tanıyalım.Nasıl bir araçtır, nasıl çalışmakta ve hangi amaca hizmet etmektedir?Bunu tetkik edelim. Onçamurenin imalatı: 1m3 civarındaki granit kaya parçasının içi 40–50 cm çapında ve 60–70 cm derinlikte oyulur. Bu şekliyle büyük bir saksı görümündedir.Anılan kayanın dış kısmı da genellikle yuvarlaklaştırılarak dibe doğru topaç şeklinde konik görünüm kazandırılır. Bu konik dip kısmı zemine 30-40cm kadar gömülür ve sağa sola yatmaması içinde çevresi ağaç kazıklarla (mzkuli) sabitleştirilir.Bu taş sarnıcın içine dövülmek üzere fındık,çeltikli pirinç,dikenli kestane, kurkalı mısır gibi sert kabuklular konur.İkinci aparat olan dövücü ayak manivelası şekli ile yemişleri döverek kabuklarından ayrıştırılması işlemi için kullanılır.Üzüm,armut, elma ve hurma gibi meyvelerin şırasının çıkarılmasında da aynı yöntem kullanılır.Çuval içerisindeki meyveleri döverek ve ezerek elde edilen meyve suları taslarla dibeğin konik havuzundan alınarak pekmez, şarap ve sirke yapımı ile diğer işlemler için hazır duruma getirilir.
İkinci aparat olan dövücü 3-4m uzunluğunda 20-25cm genişliğinde 7-10cm enindeki bir kalastan müteşekkildir.Baş tarafında 70-80cm boyunda 15-20cm çapında silindirik ağaç(çene) vardır.(L) harfi görünümündeki silindirik kalas dibeğin içindeki meyve ve kabuklu yemişleri ezmek ve ayrıştırmak için tokmak görevi yapar.Dövücünün dibeğe vurduğu yerde kabukluları kolay parçalaması ve aygıtın kendisine zarar vermemesi için silindirik kalasın, yani L harfinin kısa tarafı olan dövücünün alnına nal şeklinde demir aksam çakılır.Yine dövücünün çevresine darbelerden çatlamaması için tel çemberler sarılarak güçlendirilir.
Dövücü kalasın gövde uzunluğunun 3/1 noktasında yukarı aşağı hareket etmesini sağlayan adına mazi denilen mekanizma üzerinde çalışır.Yani,dövücü kalasa arkasından bakıldığında 1–1,5m kaldığı yer ayak manivelasının çalışacağı sehpa şeklindedir.Barfikse benzeyen bu sehpa üzerindeki gergiye ellerle yukarıdan asılarak kalasın üzerinde de ayaklarla ileri geri yürüyerek dövücünün havaya kalkması ve inmesi sağlanır.Ayak değiştirerek kullanılan dibeğin,dövücü kalasında kullanıcı öne doğru hamle yaparak yukarı kalkmış dövücüyü hızla dibeğin içine düşürerek meyvelerin ve kabukluların parçalanma işlemini gerçekleştirir.Dibek kullanmak bir sanattır.Folklorik üslubu,ayak değişimi ve ayak değişim ritmi bir ahenk dahilinde olur.Seri bir şekilde dibek kullanan bir insana bakıldığında dans ediyormuş gibi bir görünüm arz eder.Ayrıca dibeğin içini karıştıran meyve ve kabukluları tokmağın(dövücü) önüne düşmesini sağlayan ikinci bir kişi mevcuttur.Bu kişi elindeki kürek(hope) ile dibeğin içini karıştırıp parçalama ve ayrıştırma işlemine yardımcı olur.
Dibek,genellikle Karadeniz mimarisinin yapısal birliğinin bir parçası olan Serender(serenti)in altındaki direkler arasındaki alanda yerini alır.Arhavi mimarisinin kültürel yapıtı olan serenderin alt katında mevcudiyeti ve işlevi bu yaşamsal alanda daimdir.
Eskiden Arhavi yöresinde; Serendersiz ev, dibeksiz serender de olmazdı