Serender
Doğu Karadeniz insanı yaşamsal ihtiyacı olan her şeyi kendisi üretip, yetiştirmeyi öğrenmiştir. Para dolaşımının olmadığı dönemlerde mal mübadelesi yapılmakta, iklim ve bitki örtüsünün müsaade ettiği alanlarda yaşayan insanlar da ürettiklerini ya da tüketim yılı içerisinde saklamak zorunda oldukları mallarını değiş-tokuş yapacakları ürünlerini bekletmek adına depolayabilecekleri ambarlara ihtiyaç duymuşlardır. Sonunda uzun süre bekleyişten ürünlerin etkilenmeyen bozulup çürümesini geciktiren ambarlar geliştirdiler. Böylece sorunlarını adına Serender (Serenti) dedikleri yapı ile çözüm bulmuşlardır.
Serenderin Mimarisi çok ilginçtir. Uzun araştırmalar sonucunda geliştirilen bu yapı doğal bir klima, buzdolabı veya dipfriz ne dersek diyelim tabiattan sağlanan bir soğuk hava deposudur. Ürünlerin uzun süre de bozulmadığı, tadında değişiklik olmadığı tespit edilmiştir. Şimdi serenderin mimarisini yapısal özelliklerini inceleyelim: Serender temelsiz eğreti bir yapıdır ve iki kattan oluşur. Düz bir arazide 4 büyük taşların düzgün yüzeyleri üzerine 30 x 30 ebadındaki kalasların kare veya dikdörtgen düzlemi teraziye alınarak çatılır. Şekil ve kullanım alanının standart olmasına rağmen büyüklüğünde değişiklikler yapılmaktadır. Bu değişimler sonucu serenderin taşıyıcı kolon görevi yapan dikeylerin adedi de 4 , 6 , 8 , 10 ve 12 direkli olabilmektedir.
Yapılışı: Yerde teraziye alınan düzlemlerin köşelerinden 2 metre yüksekliğinde 40x40 ebadındaki en az 4 adet kolon dikmelerle çıkılır. Bu dikmelerin kirişle yukarıdan dönümünden önce bir kağnı tekerleği büyüklüğünde yukarıya doğru konikleşen, ağaç daire yerleştirilerek üst kirişler tamamlanır. Dikme kolonlar 45 derecelik açılarla sağlı sollu payandalarla desteklenir. Bu işlem tüm direklere uygulanır. Direğin üzerindeki Meksika şapkası şeklindeki tekerleğin görevi ise, direkten tırmanan farelerin üst kattaki serenderin ambarına geçişini engellemek yiyeceklere ulaşmasına mani olmak içindir.
Alt kattaki alan içinde, bazen dört direk arası tahta pervazlar çakılarak bazen de çubuk örgüler ile örülerek kapalı bir mekân kazanılmaktadır. Bu kapalı mekânda veya serenderin üst verandasının altında ki alanda dibek bulunur. Dibek, bazı tahıl ve meyveleri ezmek, şıraları çıkarmak çeltikten veya kozalarından ayırmak üzere kullanılan bir araçtır. İlerde dibek anlatılırken özelliklerinden bahsedilecektir. Dibeğin dışındaki yer, kışlık odunun muhafaza edildiği alanlardır.
Serender altlığı, serenderin ikinci kat tekerlek üstü denilen kirişlerden güneye bakan bölümünden bir balkon edasıyla verandalık alan için çıkma yapılır. Bu çıkma alttan yarıya kadar örülmüş taş merdivene yukarıdan hareketli ağaç merdivenin kavuşması ile üst kata çıkılacak alanın bileşiminin oluşması için inşa edilir.
Yanı alttan merdivenle ulaşılan üst katın sofası oluşturulur. Sofadan içeriye yapıya girilir. Üst yapı özelliği şöyledir:
Alttan var olan dikmelere yatay olarak döşenen kiriş kerestelerine üstten tekrar dikme dikilir ve çatı bağı için yeniden dört taraftan kirişle dönülür. Üst kirişlerde piramit (Dört Omuz) çatı inşa edilir kiremitle çatı örtülür, serenderin tabanı zeytin veya kumar (Orman Gülü) çubukları ile hasır örgüsü yapılır. Yanları ise dikme kirişleri ile kapı kirişlerinin dışında aralıklı çıtalar yerleştirilir. Bu serenderin dört bir yanına uygulanır. Dolayısıyla alttan üstten ve dört yandan hava çalışır.
Serender içinde meyve, kuruyemiş, mısır, narenciye, pirinç için konulacak yerler, bölümler mevcut olup; türüne göre koruyucu ve muhafaza edici raflar mevcuttur. Buralara köme (Küme) denilen meyve jölelerinden yapılan sucuklar kurutulmak için de ayrıca asılır. Hava sirkülâsyonu altı açıdan birden çalıştığı için yiyecekler uzun süre bozulmadan muhafaza edilir. Serender de Karadeniz Mimarisinin en önemli yapı malzemesi olan kestane ağacından yapılır. Yine Karadeniz evlerinde olduğu gibi serender de çivisiz, geçme tekniğiyle inşa edilir. Temelsiz oluşu ise yerden rutubet almaması içindir. Zira yerden 15–20 cm yükseklikteki büyük taş (Kayaların) üzerine inşa edilir ve genellikle kuzeye dönük mevkide kurulur. Arhavide her evin 5 ila10 m mesafesinde kurulur. Su kuyusu veya maçhası (Musluk) ile mandırası (Mandere) ve bardisinden oluşan yapısal birliğin temel üyesidir. Serendersiz ev olmaz.
3 Mandre: (Mandıra) temelsiz bir yapı tarzı olup sanatsal hiçbir yönü yoktur.Kare veya dikdörtgen alan üzerindeki basık iki kattan oluşan binadır. Birinci Kat: Yaprak süpürme sepeti (Pahsa), yük taşıma sepeti (kalati) ile meyve ve fındık taşıma sepeti olan (tikinanın), balta (Arguni), terter (Burçili), nacak, bıçak gibi kesici aletlerin bilendiği kollu bilevi taşının (Köste) yer aldığı hayvanların temizliği için altlarına serilen kuru yaprakların süpürüldüğü tırmık (Muushi)’ni konduğu ve hayvan alt temizliklerinde kullanılan kuru yaprakların (Çaçi) depolandığı bölümdür.
İkinci Kat: Mandre, adından çağrışım yapıldığı gibi Peynir, yağ ve çökeleğin imal edildiği mandıra değildir. Ot (Tipi) ve mısır çalısı (Çala)’nın kuru hayvan yiyeceği (makuflu haci) soya fasulyesi küspesinin konulduğu kapalı mekandır.
Mandrenin üstünde dört omuz veya semer çatı mevcut olup, kiremit örtüyle kaplıdır. Mandre, serender gibi olmasa olmaz bir yapı değildir. Mandresi olmayan evlerin birinci katı olan ahırın iç yanı aynı görevi yapabilmektedir.